Fermina Türkçe'ye çevirdi,
Nur topu gibi, 52 haftalık bir challenge'mız oldu.
Hafta 7 Write down something you are stressed about. / Sizi geren, endişelendiren bir şey yazın.
Gelecek.
Memur bir ana babanın, her istediği alınmayan ama yokluk da görmemiş evladıyım. İflas bilmiyorum, aç uyumadım (diet hariç! :P ). Bunca gelecek endişesini nasıl edindim hiç bilmiyorum.
Filmlerin, dizilerin ve kitapların sonunu merak edip, bilse de aynı hevesle devam edebilen biri olarak, belirsizlik beni def gibi geriyor. Son belli - spoiler - hepimiz öleceğiz! :) Ama ne zaman ve nasıl? Ne bileyim, hani üç-beş ay içindeyse şu yan sekmeden iş aramayı bırakayım, cips-kolanın dibine vurayım, daha çok hayvan kucaklayıp, ailemi de duruma hazırlayayım. Zira hiçbir yerin görüşmeye dahi davet ettiği yok. Loto da bana mısın demiyor. Ben zitres olmayayım da kimler olsun a gonşular! o.O
NOT: Bahsi geçen kaygılar, içine; tecavüzler, hayvan işkenceleri, savaşlar, açlıklar... yani ülke... yani dünya katılmadan önceki halidir... :/
Evet, şimdi B.K.'ya bağlanıyoruz... :)p
Şu diyetler insana neler yaptırmıyor. Zaten o nottaki kısmı ekleyince durumlar içinde çıkılmaz bir hal alıyor...
YanıtlaSilonu da yazdım oraya ama yalan, yine aç uyumadım :))
SilHayat bu aralarda hepimize b.k. a bağlıyor zaten...
YanıtlaSilOfff offffff
evet yahu, şaşkın mıdır nedir, gömdü de gömdü... ama o gezegenler doğru açıyı yakalayacak, emin gibiyim! :))
SilAy gif sinirlerimi bozdu ahhahhhaha :D
YanıtlaSilBurada da var kucaklanması gereken hayvanlar, gelsen de kucaklasan.
Yaa gife ben de her gördüğümde sinirle beğenme arasında histerik kahkahalar atıyorum :)
Sil2018 için bi kucaklama düşünüyorum <3
https://ibb.co/bG6nNc
YanıtlaSilArtık sadece blog sahibi tarafında değil yorumcular tarafından da tag'leniyorum. Baya baya burdan çingene misali yerleştim blog'a. :)
Korkuyla ilgili milyon tane ünlü düşünürün milyon tane lafı varken benim en sevdiğim şu IMBD 4.9 averaj filmdeki replik sanırım. İnsanın küçük şeylerle mutlu olması güzel tabii.
Will Smith'in bu sözü nerden nasıl çıkarıp da söylediği benim için piramitleri kim inşaa etti sorusuyla eşdeğer. Belki Will Smith'i de uzaylılar bırakmıştır aramıza.
“Fear is not real. The only place that fear can exist is in our thoughts of the future. It is a product of our imagination, causing us to fear things that do not at present and may not ever exist. That is near insanity Kitai. Do not misunderstand me, danger is very real, but fear is a choice.”
Yani bu arakadaş bize diyor ki korku gerçek değil (buyrun bi "there's no spoon" vakası daha. Sanırım Keanu Reeves de uzaylı)
Korku, hayal gücümüzün bize şu an olmayan hatta olması olası olmayan gelecekle ilgili düşüncelerimizin ürünüdür. Korku bir seçimdir diyor bi de. Onu da dümdüz anlatmam gerekirse ki cümleye böyle başladığıma göre ben gerektiğini düşünüyorum bu yazının temasına uygun olarak hollywood'dan bi örnekle anlatayım.
Dandik amerikan korku filmlerinde hep beraber tatile çıkan o kolejli çocuklar acaba burda ne var diye günlük güneşlik keyifli anayoldan karanlık ormanın içine giden taşlık patikaya girmesi gibi gelecekten korkmak.
O yaşlı amcanın dediği gibi 1950'den beri oraya kimse gitmedi. Oraya giden geri gelemez.
Siz o güzel otoban yolundan gökyüzünü seyrede seyrede ilerleyin en iyisi. Hep tüm kötü olasılıklar bir araya gelmez Final Destination filminde olduğu gibi.
(Buraya link koyacaktım otoyol sahnesini ama şimdi okuyan küçükler de vardır)
https://youtu.be/wGKbYUmG0Xk
B.K. :)
bir süre yorumlarda arayıp sonradan çakozladığım doğrudur! yannız, biz fenerle de projeksiyonla da seslensek, bizim B.K. kendi istediği zaman geliyor. yorumdaki de dahil! :)) bi tanesinin o halinden memnunuz... :P
Silsorunun cevabını yazanları şöyle bir gezdim. korku ve kaygılarını bir süre önce bir kenara bırakabilenler de var. süper! <3
ben, bir kısım şuan olmayan şeylerden korkmanın canlı tuttuğuna inanıyorum. şöyle ki; şuan deprem olmuyor, dolap devrilecek büyüklükte bir deprem olabilir ama olmayabilir de... altında kalmaktan yine de korkuyorsam onu duvara sabitlerim. korkmuyorsam umursamam... yapıyı yıkmayan, eşyaları deviren depremde ben bir şeyin altında kalmadım, korkusuz arkadaşlar kaldı. nihohahaha :P
ya da Cem Yılmaz'ın dediği gibi, "top merdivenlerden aşağı yuvarlandı, hadi gidip bak"! (daha önceden okuyanlar bilir) Ye beni kurt! Ben neden ölüyorum! :))
bir nevi, ben elimden geleni yapayım da kendi salaklığımdan ölmeyeyim mantığı... (başkasının salaklığının da içine tükürem!)
buralarda argolar gırla var aslında, şöyle başa "çocuklarınızı pistten alınız" uyarısı falan mı koysam... o.O
bi düşüniim.
S.
:)
Gonşu gonşuuu, pek bi haklısın be yaa :(
YanıtlaSile ama sayın komşum sen nerdesin yahu!
Silmaille de ulaşamadık. :/
Of hepimiz b.k.'a bağladık Bu ara en çok Efes' e özeniyorum düşün artık😂
YanıtlaSilEfes'e ben de çok özeniyorum, özellikle de Bilge'yle oynarlarken :)
Silhttp://www.socimage.com/media/1695144240524379996_2242172945
YanıtlaSilBu ara kim bana sesleniyor kim küfrediyor anlayamıyorum :))
Herkeste bi b.k.
Bi de gerçekten de çocuğlar varmış okuması potansiyel.
B.K. *
*bi' takma ad olarak :)
Gerçekten, 2018 nasıl bir zımba gibi girdiyse takma adlar havada uçuştu. :P
YanıtlaSilBilgisayar başına geçip de “çocukları pistten alınız” dahi yazamadım bu ara...
Hayırlara vesile, B.K.
:)
Yeni post açamıyorum ama madem blog ortağıyım buraya yazayım bi faydam dokunsun didim.
YanıtlaSil"Değerli blog misafirleri litfen çocuğlarnızı bisstten alığnız."
Saçaklı "hayırlara vesile" dedikten sonra 3 vakte kadar diyenin başına iyi bişey geliyormuş.
Bu mesajı 10 kişiye gönderenin başına talih kuşunun denk gelmesi ihtimaller dahilindeymiş.
B.K.
Bu akşam giriyoruz yeni postumuzu! :)
Sil“3 vakte kadar”lı da belgem car üstelik. O yea! :D