Fermina Türkçe'ye çevirdi,
Nur topu gibi, 52 haftalık bir challenge'mız oldu.
Hafta 4 What is the view from your window right now? / Şu anda pencerenizden görünen manzara nasıl?
Ölçüsel anlamda tahmin yeteğinim sanırım yok. Bir süredir karşı apartmana bakıp mesafe aşağı yukarı kaç metredir diye düşünüyorum. Cık, olmadı... Aramızda dapdaracık bir sokak var. Birkaç araba park edili. Direkt karşıya bakıp anlatmak gerekirse, özet olarak klima motorları! :) Akşamüstü güneşi alan odamın penceresini tüm bu betonlara rağmen seviyorum. <3
Fotoğraf bugünden... Güleç suratı dün arkadaşım hediye etti. Şimdilik camı uygun gördüm. Fotoyu çektikten sonra tersini çevirdim ki konukomşu da içerde ne tip bir şey yaşıyor bilsin, hakkı!
Aşağıdakini 7 Kasım'da çekmişim. Çok seviyorum. Burada da durması için daha iyi bir fırsat bulamam. :P
Betonarme yaşama alışanlardansınız galiba. Ben alışırmıyım bilemedim.
YanıtlaSilEldeki imkanlarla başka türlüsünü yaşayamıyorsam, betonarmeye alışmak dahi olsa mutlu uyanmayı seçiyorum.
SilMerhaba sayın Yüreğimin İklimi, Ne kadar haklısınız.
SilArtık herkes Heidi gibi yaşayamıyor maalesef. Sabah kalkıp tarladan topladığım korflekslerin tabağını ineğin altına koyup da akşamdan bolca çikolata yedirdiğim ineğimizden neskuik akıtamayınca nasıl alışıp da mutlu olabilirim şu korpırıt hayattan.
B.K.
Karşı komşuyu oturup izlerdim ne yapıyor diye, senin cam buna uygunmu göründü gözüme. :D
YanıtlaSilHiç bilmiyorum kimler var. :)) doğru diyosun ben işsizim neden muhtar olmuyorum :P
SilKasım değil sanki bir temmuz akşamüstü fotografı gibi. Yaz gelsin ��
YanıtlaSilYüzmeyi saf dışı bırakırsam, İzmir’in en güzel zamanı Ekim, Kasım <3
SilBenim odam olsaydı camdan sarkıp sigara içeceğimden, o karşı apartmanda ne oluyor ne bitiyor her şeyden haberim olurdu :D
YanıtlaSilKarşıyaka'daki evimizde odam apartmanın aydınlığına bakıyordu, en üst kat olduğu için biraz da gökyüzü görünüyordu. Bir de güvercin ailesi yaşıyordu benim pencerenin yan tarafında. Gözümü kapatınca hala o pencerenin önünde duruyor gibiyim <3
zaten sigaranın bir tek sosyalleştirme özelliğini seviyorum. <3
Silyaa bizim de bi önceki evde benim oda aynıydı. apartman boşluğu, en üst kat... sanırım sadece güvercin ailesi yoktu. :) bi de nasıl bir sevmekse, ablam evlenip gittikten 9-10 ay sonra taşınabilmiştim balkonlu odasına. :)
Bu entirinin aypedli versiyonu riyd-onli yapıldığı için buraya bırakıyorum komentimi. Çok ingilizce biliyor ben :)
YanıtlaSilİtiraf ediyorum ilk okuduğumda beynim yandı sandım. Ürün yerleştirmeyi sadece marquez vayırlıs zil ile değil de desktop tuvalet kâğıdıyla da yapınca oldu sanki o yanma hissi. Oysa beynim yerine gözüm yanaydı systane hazırdı.
Sanırım blog yazarı insepşın filminin aslını yaşamış 2018 başında ve arkitekt karşı apartmanı camına yapıştırmış.
O rüyalarda geçen zaman kısa ama rüyadayken uzun geliyormuş bize. Yani uzun ince bir yoldayım bu da gelir bu da geçer aldırma gönül aldırma diyor hayatın iplerini tutan kukla oynatıcısı ki ecnebiler ona gad diyor. :)
Bu arada blogun adsızı olmuşum. Geym of tırons 'daki bastırd gibi bi sıfat :) Oysa hep imzaladımdı yazdıklarımı.
Eskiden zil çalınca tenefüs olurdu şimdi zil çalmayınca tenefüs oluyor saçaklıya belki de büyümek böyle bişey.
Your friendly neighbourhood anonymous writer
Türkçesi; mahallenin okur-yazar delisi
B.K.
bi gün bi uyandım her yer kararmış. sen meğersem gezegenler birbirine yanaşmamış mı! sonra öteki berikiyle hizaya girmiş, bir kısmı diğerinin önüne geçmiş derken millet doğum gününe ve saatine göre türlü şekillere girmiş. bana da tuvalet kağıtsız asla bir senaryo düşmüş. auvv! :))
Silay o kadar da imza var B.K. diye ama bende de bir korku o isim değil de yerse diye... benim b.k yemem tabii yine, neticede Casper gibi blog ortağı, neyini anlamıyorum ben bunun!
:P